google-site-verification=XtKKqRbJ9gM24tDGa91M0fp6DO8xwwqhZOI4iSwZUMk Mylife Psikolojik Danismanlik ve Koçluk - Psikolog, Pedagog, Terapist
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/mylifepsikoloji
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905447243650
  • https://www.twitter.com/mylifepsikoloji
  • https://www.instagram.com/mylifepsikoloji
Üyelik Girişi
Ziyaretçiler
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam101
Toplam Ziyaret1104173
Ürün ve Hizmetler
Site Haritası
Anket
Hangi Koçluk Hizmetine İhtiyaç Duyuyorsunuz?
Takvim
Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem Culfa 0532 158 35 55
ekremculfa@gmail.com
Issız Adam Sendromu” İlişkilerinizin Kâbusu Olmasın
01/12/2021
“Issız Adam Sendromu” İlişkilerinizin Kâbusu Olmasın

“Issız Adam Sendromu” veya diğer adıyla “Bağlanma korkusu” ilişkilerinizin kâbusu olmasın. Günümüzde insanlar ilişkilerinin uzun sürmemesinden şikayet ediyor. İletişim kuramayan, iletişim kurmaktan korkan insanlar, ilişkilerini de sürdürmekte haliyle zorluk çekiyorlar. Son yıllarda “Bağlanma Korkusu” halk arasında “Issız Adam Sendromu” olarak adlandırılıyor. Bu adlandırma bazı kişilere oldukça havalı hatta karizmatik geldiği gibi hatalı bir algı oluşabiliyor. Bu kişilerin, “Bende Issız Adam Sendromu var, kimseye bağlanamıyorum” diyerek ilişkinin sorumluluğunu almaktan kaçındıklarını söyleyebiliriz. Aldatma davranışlarının sonrasında bu fikrin arkasına saklandıkları uzmanlarca kaydedilmektedir.

Şunu unutmamak gerekir ki, “Issız Adam filmi” ni referans alacaksak, filmdeki karakter de uzun dönemde mutlu olamıyordu. Biz toplum olarak genelde filmlerde gördüğümüz şeyleri, sebep ve sonuçlarına bakmadan değerlendirebiliyoruz. “Issız Adam filmi” yle ilgili olarak “kaçan kovalanır” şeklinde pek çok yorumla karşılaştım. Ancak kaçan her zaman kovalanmaz, ayrıca sadece kaçtığı için kovalanıyorsa da “Böyle bir ilişki başlasa bile nasıl yürütülür?” diye bir düşünmek gerekir. Bir ilişkide bir tarafın bağlanmaktan korktuğunu düşünün. Bu durum, kısa dönemde veya uzun dönemde, her iki tarafa da mutsuzluk getirecektir.”


 
Bağlanma korkusunun kadınlarda ve erkeklerde olabilmesine rağmen, genelde erkeklerin kendilerinde “Bağlanma Korkusu” olduğunu söyleyerek böyle davrandığını vurgulayabiliriz. Bu noktada, toplumsal açıdan kadın ve erkek rollerinin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bağlanma korkusu olan bir erkekle karşılaşan birçok kadın, maalesef yanlış bir düşünceye kapılarak erkeğin bu sorununu çözmeye çalışıyor. Bu durumda oldukça yıpranıyor ve sonunda genellikle kendisini değersiz hissediyor. Bağlanma konusunda merak edilenleri ve sık sık sorulan soruların cevaplarını aşağıda yazdım.

Bağlanma korkusu nedir?

Bağlanma korkusu, kişinin birtakım bilinçdışı korkular sebebiyle ilişkiye ve karşısındaki kişiye bağlanmaktan kaçınması olarak tanımlanabilir. Bu korkular çok çeşitli olabilir; terk edileceği, acı çekeceği, karşı tarafı memnun edemeyeceği ya da ona layık olmadığı, ilişkide kendisine fazla müdahale edileceği ve özgürlüğünün kısıtlanacağı gibi düşünceler sebebiyle kişi bağlanmaktan korkabilir.

Bu korkuların kaynağı nedir?

Bu korkuların kaynağına bakarsak, geçmiş yaşantılar, model alma, medyanın rolü gibi faktörleri görürüz. Geçmişte, bağlandığı bir kişiyle yaşadığı ilişkide mutlu olamamış, terk edilmiş ya da bir şekilde zarar görmüş bir kişi, gelecekte bağlanma konusunda korku duyabilir. Bağlanırsa yine acı çekeceğini düşünerek, farkında olmadan bağlanmaktan kaçınabilir.

Kişinin başına olumsuz bir deneyim gelmediği, çevresindeki kişilerin bu tip şeyler yaşadığı ya da bu tip söylemlerde bulunduğu durumlar da vardır. Kişi, kendi başına gelmeyen bir şey yüzünden bile bağlanmaktan korkabilir. Ayrıca medyada sunulan örnekler de etkili olabilir. Medyada veya dizilerde kişinin bağlandığı kişi tarafından terk edildiği, aldatıldığı gibi farklı şekillerde zarar gördüğü örnekler sıkça sunuluyor. Kişilerin pek çok alandaki fikir ve eğilimlerini etkilemede çok büyük bir güç olan medya veya filimlerin bu konuda da kişiler üzerindeki etkileri yadsınamaz.

Bu durumda kişi nasıl bir düşünce kalıbı oluşturabilir?

Kişinin geçmişte bağlandığı durumlarda terk edilmesi, acı çekmesi, zarar görmesi yalnızca romantik ilişkilerle ilgili bir durum değil. Kişi geçmişte bir aile bireyi tarafından kabul görmemiş, ihmal edilmiş, sağlıklı şekilde bağlanamamış ya da bağlandığı kişiyi kaybetmiş olabilir. Bu gibi travmatik yaşantılar sonucunda kişi sağlıksız bir düşünce biçimi geliştirebilir ve “bağlanırsan kaybedersin, acı çekersin, günün birinde terk edilirsin, yalnız kalırsın vb…” şeklinde bir yargıyla hareket ediyor olabilir.

Bağlanma korkusu sadece çiftler için mi geçerli?

Bağlanma korkusu sadece romantik ilişkilerle ilgili olmamakla birlikte, en çok etkilediği ve zarar verdiği alan romantik ilişkilerdir. Kişinin bilinçdışı bir şekilde bağlanmaktan kaçınması, zaman zaman karşı tarafı kendinden uzaklaştıracak şekilde hareket etmesi, ilişkiyi yıpratır ve zamanla çıkmaza sürükler. İlişkinin olumsuza doğru kayması ve zamanla bitmesi, kişinin bu inancını kuvvetlendirir. Psikolojide bu duruma “kendi kendini gerçekleştiren kehanet” denir. Yani kişi ilişkisinin bir şekilde kendisine acı vereceğini, terk edileceğini, sevilmeyeceğini düşünerek, farkında olmadan bu düşünce doğrultusunda yani ilişkinin sonunu getirecek şekilde davranır. Sonunda ilişki bittiğinde ise “Böyle olacağını biliyordum” şeklinde düşünür ve ilişkilerin acı vereceği fikri daha da güçlenir. Bu inanç güçlendikçe, sonraki ilişkilerine de taşınır ve adeta bir kısır döngü şeklinde ilerler.

Özgürlüğünün kısıtlanacağı korkusuyla bağlanmaktan kaçınan bir insan ise, karşı tarafın pek çok davranışını özgürlüğüne tehdit olarak algılayacak ve sağlıksız tepkiler vererek ilişkinin yıpranmasına yol açar. Ya da özgürlüğünü korumak adına fazla uzak durarak veya pek çok şeyi paylaşmayarak, karşı tarafın daha çok soru sormasına, merak etmesine, müdahil olmasına yol açacak ve böylece yine özgürlüğünün kısıtlandığını düşünecek ve ilişkiyi sağlıklı bir şekilde yürütemeyecektir.

Bu kişiler nasıl anlaşılır?

Bağlanma korkusu pek çok sebepten kaynaklanıyor olabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Bazen kişiler “bende bağlanma korkusu” var diyerek karşı tarafa gereken ilgiyi göstermez, bazen ise karşısındakini aldattıysa ve bu ortaya çıktıysa “bağlanma korkum var, o yüzden yaptım” diyerek bu kavramın arkasına sığınabilir.

Ayrıca, özellikle medyanın etkisi ile, bağlanma korkusunu “havalı” olarak gören kişiler de var. Bu kişilerin gerçekte bağlanma korkuları olup olmaması bir yana, bağlanma korkusu bu gibi durumları haklı gösterir. Yani bağlanma sorunu aldatmaya bahane değildir.

Bu durumun çözümü var mı?

Eğer kişi, bağlanmayla ilgili bir sorunu olduğunu düşünüyorsa, bir klinik psikoloğa başvurarak destek almalı, gerekirse bu sorununu çözene kadar romantik ilişkiye başlamayı ertelemeli. Aksi takdirde hem kendisi hem de ilişkide olduğu kişiler açısından oldukça yıkıcı sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir. Eğer Siz veya partneriniz “Issız Adam Sendromu” ya da “Bağlanma Sorunu” yaşıyor ise Profesyonel Yardım 05447243650 Hattımızı arayın. Hep aklınızda olsun ani kararlar ile kendinizi veya ilişki yaşadığınız kişiyi burnunuzun dikine giderek yıpratmayın.

Hoşça kalın. Dostça kalın. Kendiniz ve sevdikleriniz ile barışık kalın.

İçte Barış, ilişkilerde Barış !


200 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

👨🏻‍🏫👩‍🏫How can I communicate more boldly with my foreign classmates? How can I make my voice he - 26/08/2023
👇👇👇 You can follow the steps below to communicate more boldly with your fo
👨🏻‍🏫👩‍🏫Yabancı sınıf arkadaşlarımla nasıl daha cesur iletişim kurabilirim? Sesimi nasıl duyurab - 26/08/2023
👨🏻‍🏫👩‍🏫Yabancı sınıf arkadaşlarımla nasıl daha cesur iletişim kurabilirim? Sesimi nasıl duyurabilirim? Bana katılmalarını sağlamak için ne yapmalıyım? Ne yapmamalıyım? 👇👇👇Yabancı sınıf arkadaşlarınızla daha cesur bir şekilde iletişim kurmak
👨🏻‍🏫Psikolojik Yorgunluk Nedir? 👩‍🏫Psikolojik yorgunluğu yenmenin yolları - 24/08/2023
psikolojik yorgunluk, duygusal, zihinsel ve fiziksel açıdan aşırı tükenmişlik hissiyle karakterize olan bir durumdur. Yoğun stres, duygusal aşırı yüklenme, sürekli baskı altında olma, zorlu yaşam olayları veya uzun süreli zorlayıcı çalışma koşulları
İlişkilerde partnerine ilgi göstermenin ve değer vermenin önemi nedir? İlişkilerimde ilgisizlik - 26/07/2023
İlişkilerde ilgi göstermek ve değer vermek, partnerinizi sevdiğinizi ve onun size önemli olduğunu hissettirmek için yapılan davranışlardır. İlgi göstermek, partnerinizin hayatındaki şeylere ilgi duymanız, onunla konuşmanız ve onun fikirlerine say
👨🏻‍🏫 Koçluk Nedir? Online Koçluk Hizmetlerinin faydaları nelerdir? - 21/07/2023
Koçluk, bir kişinin hedeflerini belirlemesine, bu hedeflere ulaşması için planlar yapmasına ve destek almasına yardımcı olan bir danışmanlık yöntemidir. Bir koç, kişinin kendine güvenini artırmak, öz disiplinini geliştirmek ve motivasyonunu yükseltm
Süper Kahramanlar Bile Terapiye İhtiyaç Duyar - 17/05/2023
Ekrem Çulfa, 'Süper Kahramanlar Bile Terapiye İhtiyaç Duyar' Uluslararası Psikologlar Derneği Üsküdar Temsilciğinde bir araya gelen psikologlar, 10 Mayıs Dünya Psikologlar Gününü kutladı. Uluslararası Psikoloji ve Eğitim Bilimleri Federasyonu
Selamlaşmaların Gizli Değeri ve Anlamı Nedir? - 27/07/2022
Yeni bir psikolojik bilimsel araştırma, küçük bir hareketin ve sözün gücünü nasıl hafife aldığımızı ortaya koyuyor... Bilimsel araştırmalara göre yazılan bu makalenin önemli noktaları ve konu başlıkları:
Bazı İnsanlar Neden Hayattan Asla Memnun Olmazlar - 19/07/2022
Bazı insanların hayattan neden memnun olmadığına dair şaşırtıcı psikolojik araştırmalar ve bilimsel sonuçlar var… Bu çok iyi bir haber!
EVLİLİKTE VE İLİŞKİLERDE AYRILIK BLÖFÜ YAPMAK NE ANLAMA GELİYOR? - 12/03/2022
Günümüzde aile evlilikte ve çiftler arasında ilişkilerin güzel yanları olduğu kadar zorlu yanları da vardır. Özellikle tartışmalar, çiftlerin problem çözme becerilerinden direkt etkilenir. Bu tartışmalar anında zorlu süreçler yaşayan çiftler bazen h
 Devamı