“Aile içinde sınır” denilince çoğu kişinin aklına uzaklaşma, mesafe koyma gibi anlamlar gelebilir. Ancak sağlıklı ailelerin en önemli ortak özelliklerinden biri de hem aile üyeleri arasında hem de tüm ailenin diğer kişilerle arasında doğru sınırların olmasıdır. Peki, nedir sınırdan kastettiğimiz şey? Her birimizi diğer insanlardan ayıran ve bize “ben” ve “diğerleri” ayrımını yapmamıza yardımcı olan bir takım kimlik özelliklerimiz vardır. Duygularımız, düşüncelerimiz, beğenilerimiz, hedeflerimiz, isteklerimiz, kim olduğumuzla ilgili her birimiz birbirimizden farklıyız. Bizi biz yapan en önemli şey de bu farklılıklarımız. Farklılıklarımızı ne kadar sağlıklı koruyabildiğimiz, bir diğerinin farklılıklarını ne kadar kabul edebildiğimiz ise sınır kavramıyla açıklanmaktadır. Aile içinde sağlıklı bir uzlaşma ortamının olması için sınırların doğru tanımlanması önemlidir. Hem eşler hem de çocuklar ve ebeveynler arasında rollerin ve sınırların açık ve net olması ve doğru şekilde korunması mutlu ailenin altın anahtarı denilebilir. Bakıldığında aile üyeleri arasında veya aile dışındaki kişilerle yaşanılan pek çok sorunun altında temelde rollerin ve sınırların muğlak olması yatmaktadır. Roller ve sınırlardan kastedilen karşılıklı etkileşimde hangi bilgilerin, hangi durumlarda ve ne kadarının bir diğeriyle paylaşılacağı, yine bir diğerinin hayatındaki hangi alanlarına, ne ölçüde ve kimlerin müdahale edebileceği gibi durumlardır. Sadece bir diğerinin düşüncesini, davranışını, kararını beğenmediğimiz için o alana müdahale etmek beraberinde birçok çatışmayı getirecektir. Ailede roller ve sınırlar ne kadar iyi çizilirse ve korunursa, tartışmalar ya da kırgınlıklar o kadar az olacak, sağlıklı iletişim de o kadar artacaktır.